24 SAVUNMA MEKANİZMASI - 24 ÖRNEK
1- BASTIRMA: Lise yıllarında dışlanan,
şiddet veya kötü muamele gören birinin o döneme dair bir şeyler bilince gelince
tekrar ego tarafından bilinçdışına gönderilerek bastırılmaya çalışması, bilince
gelen dürtünün tekrar bilinç altına gönderilmesi (represyon) örneğidir.
Ya da örneğin kişinin işe sürekli geç
kalması bilinçaltında işyerine dair hoşlanmadığı durumların bastırılmasından
kaynaklanıyor.
2- İÇE ATIM:
Örneğin asla birlikte olamayacağı illegal
birine elinde olmadan aşık olan birinin; bunu benliğine bir türlü oturtamaması;
durumdan kalbini sorumlu tutması, sanki kalbi vücudunun içinde ondan bağımsız
hareket ediyormuş gibi düşünmesi, kalbine düşman olup onunla tartışması en
sonunda ise kalbini bıçaklaması. Kişi ego parçasını cezalandırmak için ortadan
kaldırır. Bu örnek içe atım mekanızmasının sadece bir türüdür. örneğin kişinin beğendiği birini içine alıp onun gibi giyinmesi, konuşması hissetmesi içe etımın en bilindik türüdür.
3- BÖLME: 2,5 yaşındaki yeğenimin bazen
beni çok severken; bazen de benden nefret etmesi yanına yaklaşmama dahi
tahammül edememesi. Camlara çıktığında çok kızdığım için muhtemelen beraber
oyun oynadığı kişiyle aynı kişi olmadığımı düşünüyor.
4- İDEALİZASYON: Hitler zamanında birçok
insanın Hitler’i bir nevi tanrısallaştırıp ideal kimlik parçalarını lidere
yükleyip, peşinden gitmesi. Bu vesileyle ideal olarak benimsedikleri kişinin
dediklerini yaptıkları için kendilerini de değerli görüyorlardı.
5- DEVAÜLASYON: bir üniversitede öğretim
görevlisi olan Semra hanımın, üniversitenin o olmazsa bilimsel faaliyetlerde
ilerlemeyeceğini düşünmesi kendisini üniversitenin merkezi olarak görmesi hatta
kendisinden ders almayan öğrencileri küçük görüp “hiçbir şey öğrenememişler”
demesi. Semra hanım iyi kendiliği ve kendini değerli tutan bütün mekanizmaları
kendinde bırakırken kötü kendiliği dış dünyaya aktarmıştır, bu şekilde kendisi
dışındaki her şey değersizleşmiştir.
6- YER DEĞİŞTİRME: Çok klasik olacak ama
ben de zaman zaman anne ve babama öfkelendiğim zaman kardeşime karşı öfke
patlaması yaşarım.
7- BAŞKA ŞEYE YÖNELTME: sinir krizi
geçiren birinin tabak kırarak sakinleşmesi.
8- KENDİNE YÖNELTME: Trans olduğu için
toplumdan çok tepki gördüğünü ve artık dayanamadığını söyleyen Eylül Cansın’ ın
intihar etmesi. Öfkesini kendine yönelterek topluma vicdan azabı çektirme bu
intiharın temel yapı taşıdır.
9- YANSITMA: Çok kıskanç olan bir kadının,
her fırsatta komşusunun kıskanç olduğunu dile getirmesi. Kendinde olan
kıskançlığa ayna tutarak komşusuna yansıtmıştır.
10- ÖZDEŞİM KURMA: Benim lisede sıra
arkadaşımın matematiği çok kötüydü. Sürekli ağabeyinin matematiğinin süper
olduğunu, çok net yaptığını söyler ve çözemediği halde matematik sorularıyla
hep uğraşırdı hatta nerdeyse bütün gün, soru çözmeye çalışırdı. Ağabeyi ile
özdeşim kurarak onun gibi olmaya çalışırdı.
11- YANSITMALI ÖZDEŞİM: Futbolcu olmak
isteyen bir gencin annesinden hep bekleyip de göremediği “şefkat, sevgi dolu
olma, merhamet” özelliklerini ünlü bir futbolcuya yükleyip onunla özdeşim
kurmaya çalışmasıdır. Kişi burada yansıtmalı özdeşimi “Dışarıdaki kimlik
parçalarını başka nesnelerden başka nesnelere aktarmak.” Şekli ile
gerçekleştirmiştir.
12- REAKSİYON FORMASYON: KARŞIT TEPKİ
OLUŞTURMA: kardeşi en sevdiği bardağını kırınca Canan’ın aslında o bardak için
çok üzülmesine rağmen; “senden önemli değil ya ne olacak sanki” diyerek kırılan
bardakla alakalı şakalar yaparak gülmesi.
13- YADSIMA: Amcamın oğlunun öldüğünü ilk
öğrendiğimde içten içe inanmamıştım. Her an birileri çıkıp gelecek aslında
ölmediğini yada yanlışlık olduğunu falan söyleyecek gibi hissediyordum.
14- RASYONALİZASYON: Etkili iletişim
dersini geçemeyen arkadaşımın yaz okulunda dersi alırken “iyi ki yeniden
almışım, çok fazla şey öğrendim o hoca zaten iyi anlatmıyordu. ” diyerek akılcı ifadelerle egoyu teselli etmesi.
15- İZOLASYON: şiddetli bir depremi yaşayan
birinin olayı arkadaşına anlatırken
sanki hikaye anlatıyormuş gibi duygusuz anlatması; ağlama, üzülme vs. hiçbir
tepki vermemesi. Kişi burada olayın duygusal yönünü bloklayarak sadece bilişsel
yönünü anlatmaktadır.
16- DAĞILMA: şiddete karşı olan bir örgütlenmenin aktif
üyesi olan Talat bey evinde kendi ailesindeki küçükten büyüğe herkese şiddet
göstermektedir. Burada ego; İd’ den
gelen saldırganlık dürtüsüyle süper egonun şiddet karşıtı dürtüsünü ortak bir
yolda buluşturamamış ve bir şekilde ne id’i bastırabiliyor ne de süper egoyu.
Ego burada dağılma savunma mekanizmasını kullanıyor ve bir nevi id’e hizmet
eden bir kişilik ile süper egoya hizmet eden bir kişilik olmak üzere toplamda
iki kişilik geliştiriliyor. Bu şekilde
Talat bey bilinçsizce tabiri caiz ise dışarıda başka bir insan iken evde
bambaşka bir insan oluyor.
17- YAP-BOZ : Abdest alan birinin bir
şeyleri unuttuğunu düşünerek tekrar tekrar başa dönmesi. Dürtünün tekrar tekrar gelmesi kişinin en başa
dönmesine neden oluyor.
18- ENTELLEKTÜELİZASYON:
Psikoloji eğitimi alan Ayşe’nin, diğer insanlarla tartışırken bilinçsizce
narsist, nevrotik, obsesif gibi mesleki terimleri kullanması. Karşıdaki kişiden
daha üstün ve bilgili olduğunu kanıtlama çabasına hizmet eder. (burada üçüncü
çeşit olan entellektüelizasyon söz konusudur: “Bilgi sahibi olan bireyin
aşağılık kompleksini tatmin için bilgiyi satması anlamında
entelektüalizasyon” burada karşıdaki
kişininin kelimeleri anlamayıp yanıt verememesi önemli değildir, önemli olan
Ayşenin ne kadar bilgili olduğu ve okuduğu bölümün farkına varılmasıdır. )
19- SOMUTLAŞTIRMA: ölümden çok korkan
birinin beyninde tümör olduğuna kendini inandırması, son günlerini yaşıyormuş
hissine kapılıp o şekilde hareket etmesi. Burada bilinç altındaki korkunun
düşünce ve davranış yoluyla somutlaşması söz konusudur.
20- DÖNÜŞTÜRME: sürekli annesinden küfür
işiten çocuğun bu hakaretlerden kurtulmak için ego savunma mekanizmasının
devreye girmesi ve duyma yetisini kaybetmesi. Kişi bunun farkında değildir ve
gerçekten de duyma yetisini kaybettiğini zanneder. Oysaki kişi dışsal faktörler tarafından
sıkıştırıldığı için ego kişinin bilinçaltının yüzeye çıkmasını engellemek için
devreye girer. Burada ego, üzerine gelen, hakaretler eden annesini de
cezalandıracak ve sekonder kazanç sağlayacaktır.
21- HAYAL VE RÜYA: banka memuru olan fakat
aslında eskiden şair olmak isteyen birinin hayallerinde şair olması,
rüyalarında imza günleri yapması. idin dürtülerini doyurmak için ego tarafından
kullanılan bir savunma mekanizmasıdır.
22- SAPLANMA: Bu kavram genellikle
gerileme, bastırma gibi kavramlarla ele alınıyor. Örneğin katı bir tuvalet
eğitimi ile yetiştirilen çocuğun büyüyünce cimri olması anal döneme
saplanmasından kaynaklanır.
23- GERİLEME: tuvalet eğitimi kazanmış olan
yeğenimin kardeşi doğduktan sonra tekrar altını ıslatmaya başlaması. Kelime
telaffuzu gelişmiş olmasına rağmen konuşmasında bebek gibi konuşması.
Muhtemelen bilinç altında büyüdüğü için sevilmediğini kardeşinin ise küçük
olduğu için sevildiğini dolayısı ile büyümenin kötü alduğu şeklinde düşünceler
mevcut bu yüzden de gerileme savunma mekanizmasını bilinçsizce kullanıyor.
24- YÜCELTME: her şeye karşıt tepki vermeyi
ve yorum yapmayı seven Okan Bayülgenin eleştirmen olarak toplumsal kabul
düzeyine taşınması.
Yorumlar
Yorum Gönder